Şu kullanıcı olarak giriş yapıldı:
filler@godaddy.com
Şu kullanıcı olarak giriş yapıldı:
filler@godaddy.com
Alice Miller
Çocukluk ve ergenlik dönemi, sınırları test etme, bağımsızlık arayışı ve duyguları ifade etme biçimlerinin öğrenildiği bir süreçtir. Bu süreçte bazı davranış problemleri ortaya çıkabilir ve hem aile hem de çocuk için yıpratıcı olabilir. Davranış problemleri, çocuğun yaşına uygun olmayan, çevresine veya kendisine zarar verme potansiyeli taşıyan ve günlük yaşamı olumsuz etkileyen tutumları kapsar. Bu sorunlar, altta yatan duygusal veya bilişsel zorlukların bir yansıması olabilir ve erken müdahale, çocuğun sağlıklı bir gelişim göstermesi için kritik öneme sahiptir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk çağında başlayan ve dikkatsizlik, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirtileriyle kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluktur. Okul başarısızlığına, sosyal ilişki sorunlarına ve aile içi çatışmalara yol açabilen DEHB, erken teşhis ve doğru yaklaşımlarla yönetilebilir. DEHB'li çocuklar, genellikle talimatları takip etmede zorlanır, sürekli hareket halindedir ve sabırsızdırlar. Bu davranışlar, kasıtlı değil, bozukluğun bir sonucudur. Ankara'da, DEHB alanında uzman psikologlarımız, çocuk ve ergenlerin dikkat ve dürtü kontrol becerilerini geliştirmelerine, ebeveynlerin ise çocuklarıyla daha etkili bir şekilde iletişim kurmalarına yardımcı olacak stratejiler sunmaktadır.
Karşı Gelme Bozukluğu (KGB), çocuk ve ergenlerde en az altı ay boyunca devam eden, otorite figürlerine karşı sürekli bir olumsuz, düşmanca, meydan okuyucu ve karşı gelen davranış örüntüsüdür. Bu bozukluğa sahip çocuklar sık sık tartışır, kurallara uymayı reddeder, başkalarını rahatsız etmeye yönelik davranışlar sergiler ve kolayca sinirlenirler. Bu davranışlar, genellikle evde ve okulda ciddi çatışmalara neden olur. Bu durum, sadece bir "yaramazlık" hali değil, profesyonel destek gerektiren bir problemdir. Ankara'daki uzman psikologlarımız, Karşı Gelme Bozukluğu için ailelere yönelik eğitimler vererek ve çocuğun bu davranışlarının altında yatan nedenleri keşfederek, aile içi çatışmaların azalmasına ve daha sağlıklı bir iletişim ortamının oluşmasına yardımcı olmaktadır.
Tik bozuklukları, kişinin istemsiz olarak gerçekleştirdiği, ani, hızlı, tekrarlayıcı ve ritmik olmayan hareketler (motor tikler) veya sesler (vokal tikler) olarak tanımlanır. Göz kırpma, omuz silkme, boğaz temizleme veya çeşitli sesler çıkarma en sık görülen tiklerdir. Tikler, stres ve kaygı gibi durumlarda artabilir ve çocuğun sosyal yaşamını, okul başarısını ve özgüvenini olumsuz etkileyebilir. Tik bozukluklarının altında yatan psikolojik nedenler (kaygı, obsesyonlar) ele alındığında, tiklerin sıklığı ve şiddeti önemli ölçüde azalabilir. Ankara'da tik bozuklukları alanında uzman terapistlerimiz, çocuğun tiklerini tetikleyen unsurları belirleyerek ve Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) gibi yöntemlerle semptomları yönetmelerine yardımcı olmaktadır.
Çocukluk ve ergenlikte öfke ve saldırganlık sorunları, sözlü saldırılar, nesnelere zarar verme veya fiziksel şiddet gibi yıkıcı davranışlarla kendini gösterebilir. Bu davranışlar, genellikle çocuğun duygularını etkili bir şekilde ifade edememesinin bir sonucudur. Öfke patlamalarının altında yatan nedenler, hayal kırıklığı, anlaşılmama, kaygı veya daha derin travmatik deneyimler olabilir. Kontrolsüz öfke, çocuğun sosyal çevresinden dışlanmasına ve aile içinde sürekli bir gerilim yaratmasına yol açar. Ankara'da öfke ve saldırganlık sorunları için uzman psikologlarımız, çocukların öfkeyi tetikleyen duygularını tanımalarına ve bu duygularla başa çıkmak için sağlıklı stratejiler geliştirmelerine destek olmaktadır. Ebeveynlere de bu süreçte çocuklarının duygularına nasıl rehberlik edebilecekleri konusunda eğitimler verilmektedir.
Çocukluk ve ergenlik, sadece bedensel değil, aynı zamanda duygusal olarak da yoğun bir değişim dönemidir. Bu süreçte çocuklar, kendilerini ve duygularını anlamlandırmakta zorlanabilirler. Yetişkinlerde olduğu gibi, çocuk ve ergenler de üzüntü, kaygı, korku ve değersizlik gibi duygusal zorluklar yaşayabilirler. Bu duygular, fark edilmedikçe ve uygun şekilde ele alınmadıkça, davranış problemlerine, okul başarısızlığına ve sosyal izolasyona yol açabilir. Ebeveynler için bu duygusal fırtınaları anlamak ve onlara rehberlik etmek, çocuklarının ruh sağlığı için hayati önem taşır.
Çocuklarda ve ergenlerdeki üzüntü ve depresyon, yetişkinlerden farklı şekillerde kendini gösterebilir. Onlar, üzüntülerini kelimelerle ifade etmek yerine sinirlilik, öfke patlamaları, içine kapanma, okul başarısında düşüş veya iştah ve uyku düzeninde değişiklik gibi davranışlarla gösterebilirler. Sürekli yorgunluk, daha önce zevk aldığı aktivitelere karşı ilgisizlik ve umutsuzluk hissi, çocuk ve ergenlerdeki depresyonun belirtileri olabilir. Bu durumun fark edilmesi ve profesyonel destek alınması, çocuğun gelecekteki ruh sağlığı için büyük önem taşır. Ankara'da, çocuk ve ergen depresyonu alanında uzman psikologlarımız, çocukların ve gençlerin duygularını tanımalarına ve bu zorlu dönemde onlara destek olacak başa çıkma stratejileri geliştirmelerine yardımcı olmaktadır.
Çocuklarda ve ergenlerdeki kaygı bozuklukları, sürekli endişe, gerginlik ve korku hissiyle karakterize edilen yaygın bir ruh sağlığı sorunudur. Bu kaygı, okul kaygısı, sosyal kaygı, ayrılık kaygısı veya spesifik fobiler şeklinde ortaya çıkabilir. Kaygılı çocuklar sık sık karın ağrısı veya baş ağrısı gibi fiziksel semptomlar gösterebilir, okula gitmekten kaçınabilir veya sosyal etkinliklerden uzak durabilirler. Kaygı, çocuğun keşfetme ve öğrenme arzusunu engelleyerek gelişimini kısıtlayabilir. Ankara'daki uzman psikologlarımız, çocuk ve ergenlerdeki kaygı bozuklukları için bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi kanıta dayalı yöntemleri kullanarak, çocukların korkularının üzerine gitmelerine ve kaygıyı yönetme becerilerini kazanmalarına rehberlik etmektedir.
Özgüven eksikliği, çocuk ve ergenlerin kendi yeteneklerine ve değerlerine dair olumsuz bir algıya sahip olmaları durumudur. Bu, genellikle akran zorbalığı, akademik başarısızlıklar veya olumsuz ebeveyn tutumları gibi çevresel faktörlerden kaynaklanabilir. Özgüveni düşük çocuklar, yeni şeyleri denemekten çekinebilir, kolayca pes edebilir ve kendilerini sürekli başkalarıyla karşılaştırabilirler. Bu durum, onların tam potansiyellerine ulaşmalarını engeller ve gelecekteki ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Ankara'da özgüven eksikliği alanında uzman psikologlarımız, çocukların ve ergenlerin kendi güçlü yönlerini keşfetmelerine, olumlu benlik algısı geliştirmelerine ve hayatlarının kontrolünü ellerine almalarına yardımcı olmaktadır.
Okul, çocuk ve ergenlerin hayatında önemli bir yer tutar. Ancak akademik zorluklar, sadece notlardan ibaret değildir; genellikle öğrenme güçlükleri, dikkat sorunları, motivasyon kaybı veya sınav kaygısı gibi altta yatan birçok psikolojik sorunun bir yansımasıdır. Bu durum, çocuğun özgüvenini sarsabilir, okuldan soğumasına neden olabilir ve ailenin sürekli bir endişe yaşamasına yol açabilir. Bu zorluklar, özellikle ailenin yüksek başarı beklentileriyle birleştiğinde, daha da karmaşık bir hal alır. Aileden gelen baskı, çocukta yoğun bir performans kaygısı ve başarısızlık korkusu yaratabilir. Çocuk, ailesinin sevgisini ve onayını yalnızca akademik başarısıyla kazanabileceğini hissedebilir; bu da sağlıklı bir benlik algısı geliştirmesini engeller. Ankara'daki uzmanlarımız, hem çocuğun yaşadığı zorlukları hem de bu süreçteki aile beklentilerini ele alarak, potansiyelini korkusuzca ortaya koymasına destek olmaktadır.
Çocukluk ve ergenlik, bireylerin sosyal dünyayı anlamlandırmayı ve diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurmayı öğrendikleri kritik bir dönemdir. Ancak bazı çocuklar için bu süreç, ciddi zorluklarla doludur. Sosyal beceri zorlukları, arkadaş edinmekten akranlarıyla iletişim kurmaya kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Bu zorluklar, çocuğun yalnız kalmasına, özgüveninin sarsılmasına ve gelecek yaşamında sosyal kaygılar geliştirmesine yol açabilir. Erken müdahale, çocuğun sosyal çevreye uyum sağlaması ve sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için hayati önem taşır.
Bazı çocuklar, çevrelerindeki yaşıtlarıyla ilişki kurmakta ve sürdürmekte zorlanır. Bu durum, utangaçlık, sosyal kaygı veya iletişim becerilerinin yetersiz olmasından kaynaklanabilir. Arkadaşlık kurma güçlüğü yaşayan çocuklar, sıklıkla oyunlara dahil olmaktan çekinir, yalnız kalmayı tercih eder veya sosyal ipuçlarını yanlış yorumlayabilirler. Bu durum, onların sosyal olarak dışlanmasına ve yalnızlık duygusunun pekişmesine neden olur. Ebeveynler, bu durumda çocuklarının sosyal etkileşimlerini teşvik etmeli ve profesyonel destek alarak bu becerileri geliştirmelerine yardımcı olmalıdır. Ankara'da, arkadaşlık kurma güçlüğü konusunda uzman psikologlarımız, çocukların ve ergenlerin sosyal becerilerini geliştirmeleri ve yaşıtlarıyla daha sağlıklı ilişkiler kurmaları için rehberlik etmektedir.
Sosyal beceri eksikliği, bir kişinin sosyal ortamlarda uygun şekilde davranma ve etkileşimde bulunma yeteneğinden yoksun olmasıdır. Bu durum, çocukların konuşma başlatma, empati kurma, sıra bekleme veya çatışma çözme gibi temel sosyal kuralları öğrenememesiyle kendini gösterir. Sosyal beceri eksikliği, akranları arasında dışlanmaya veya alay edilmeye yol açabilir, bu da çocuğun sosyal ortamlardan kaçınmasına neden olur. Bu durum, otizm spektrum bozukluğu veya DEHB gibi diğer gelişimsel sorunlarla da ilişkili olabilir. Ankara'daki uzmanlarımız, sosyal beceri eksikliği olan çocuklarla çalışarak, onlara sosyal ipuçlarını tanıma ve etkili iletişim kurma yollarını öğretmekte ve böylece sosyal gelişimlerini desteklemektedir.
Okul ve sosyal çevrelerdeki zorbalık, bir çocuğun fiziksel, duygusal veya sözlü olarak tekrarlanan şekilde kasten zarar görmesi durumudur. Zorbalığa maruz kalmak, bir çocuğun özgüvenini, okul başarısını ve genel ruh sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. Zorbalık kurbanı çocuklar, genellikle kaygı, depresyon, okuldan kaçınma ve intihar düşünceleri gibi sorunlar yaşayabilirler. Bu durumla başa çıkmak, hem çocuk hem de aile için büyük bir zorluk teşkil eder ve profesyonel destek hayati önem taşır. Ankara'da zorbalık mağduru çocuklara yönelik terapi hizmetleri sunan psikologlarımız, çocukların yaşadıkları travmayı işlemelerine, özgüvenlerini yeniden inşa etmelerine ve kendilerini koruma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmaktadır.
Çocuk ve ergenlerdeki iletişim ve duygu ifade etme problemleri, sosyal beceri zorluklarının temelinde yatan en önemli sorunlardan biridir. Bir çocuk duygularını (üzüntü, hayal kırıklığı, öfke) sağlıklı bir şekilde ifade edemediğinde, bu duygular davranışsal sorunlara (agresiflik, içine kapanma) dönüşebilir. Sözel olmayan iletişimdeki yetersizlikler, karşısındakinin duygularını anlamayı veya kendi ihtiyaçlarını dile getirmeyi zorlaştırır. Bu da, yanlış anlaşılmalara ve sosyal çevredeki çatışmalara yol açabilir. Ankara'da çocuk terapisi konusunda uzmanlarımız, çocukların ve ergenlerin duygusal okuryazarlıklarını geliştirmelerine, kendilerini daha açık ve anlaşılır bir şekilde ifade etmelerine ve böylece daha sağlıklı ilişkiler kurmalarına destek olmaktadır.
Bir aile, sürekli değişen ve gelişen bir sistemdir. Bu sistem içindeki her bir bireyin durumu, diğerini doğrudan etkiler. Çocuk ve ergenlerdeki davranışsal veya duygusal problemlerin birçoğu, aile içi dinamiklerde yaşanan zorlukların bir yansıması olabilir. Aile ilişkileri ve uyum sorunları, kardeşler arası çatışmalardan, boşanma gibi büyük yaşam değişikliklerine kadar geniş bir yelpazede ele alınır. Bu sorunlar, ailenin genel huzurunu ve her bir bireyin sağlıklı gelişimini olumsuz etkileyebilir.
Kardeş kıskançlığı, bir çocuğun ailesinin başka bir çocuğa daha fazla sevgi, dikkat veya onay gösterdiğini düşündüğünde yaşadığı yaygın bir duygudur. Bu duygu, yeni bir kardeşin doğumuyla tetiklenebileceği gibi, ailenin diğer çocuklara farklı davrandığı algısıyla da ortaya çıkabilir. Kardeş kıskançlığı, çocuklar arasında sürekli rekabete, tartışmalara ve öfke patlamalarına yol açabilir. Ebeveynler için bu durumu yönetmek, adil ve sevgi dolu bir ortam sağlamak zorlayıcı olabilir. Ankara'da, uzman psikologlarımızla, kardeş kıskançlığını yönetmek ve çocuklarınız arasındaki ilişkiyi güçlendirmek için etkili iletişim stratejilerini ve doğru yaklaşımları öğrenebilirsiniz.
Boşanma, anne ve babanın ilişkisini sonlandıran bir süreç olsa da, ebeveynlik rolünün devam ettiği bir yolculuktur. Çocuklar için boşanma, dünyalarının sarsıldığı ve yoğun bir belirsizlik, korku ve hüzün hissi yaşadıkları bir dönemdir. Bu süreçte çocuklar, kendilerini suçlayabilir, terk edilme korkusu yaşayabilir veya okul başarısında düşüş gösterebilirler. Ebeveynlerin bu zorlu süreçte işbirliği yapması ve çocuklarının duygusal ihtiyaçlarını anlaması, onların bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatmaları için kritik öneme sahiptir. Ankara'da çocuk ve ergen terapisi alanında uzmanlarımız, boşanma sürecinin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için hem çocuklara hem de ebeveynlere rehberlik hizmeti sunmaktadır.
Çocukluk ve ergenlik, bireylerin bağımsızlık arayışında olduğu ve sınırları test ettiği dönemlerdir. Bu süreçte ebeveyn-çocuk ilişkilerinde yaşanan zorluklar, sıkça ortaya çıkar. Sürekli çatışmalar, iletişim kopukluğu, kural koymada yaşanan sıkıntılar veya duygusal olarak uzaklaşma gibi durumlar, ailede gerginlik yaratabilir. Bu sorunlar, aile üyeleri arasındaki bağı zayıflatır ve çocukların sağlıklı bir kimlik geliştirmesini engelleyebilir. Ankara'da aile terapisi alanında uzman psikologlarımız, aile bireyleri arasındaki iletişimi güçlendirmek ve karşılıklı anlayışı artırmak için etkili yöntemler sunmaktadır.
Çocuklar, yetişkinler gibi ani değişimlere uyum sağlamakta zorlanabilirler. Yeni bir şehre veya okula taşınma, ebeveynlerden birinin iş değiştirmesi veya aileye yeni bir üyenin katılması gibi büyük yaşam değişiklikleri, çocukta kaygı ve stres yaratabilir. Bu durumlar, davranışsal gerilemelere, içine kapanmaya veya okul başarısında düşüşe neden olabilir. Bu gibi dönemlerde çocuğa güvende olduğu hissini vermek ve duygularını ifade etmesi için alan tanımak hayati önem taşır. Ankara'da çocuk ve ergen terapisi konusunda uzmanlarımız, çocukların ve gençlerin büyük yaşam değişikliklerine daha kolay uyum sağlamalarına ve bu süreçte yaşadıkları duygusal zorluklarla başa çıkmalarına destek olmaktadır.
Öğrenme, her çocuğun kendine özgü bir hızda ve şekilde ilerlediği karmaşık bir süreçtir. Ancak bazı çocuklar için öğrenme, sadece çaba eksikliğinden kaynaklanmayan ciddi zorluklar barındırır. Öğrenme güçlükleri, zekâ seviyesi normal veya normalin üzerinde olan bir çocuğun, okuma, yazma, matematik veya mantıksal düşünme gibi belirli alanlarda beklenenin altında performans göstermesidir. Bu durum, çocuğun okul başarısını ve özgüvenini derinden etkileyebilir ve profesyonel bir yaklaşım gerektirir. Erken teşhis ve uygun destek, çocuğun potansiyelini tam olarak gerçekleştirmesine yardımcı olur.
Disleksi, kelimeleri tanıma, heceleme ve okumada yaşanan zorluklarla karakterize olan özel bir öğrenme güçlüğüdür. Bu durum, zekâ geriliği veya görme bozukluğu gibi sorunlardan kaynaklanmaz. Disleksili çocuklar, okumaya başladıklarında harfleri veya kelimeleri ters görebilir, sesleri birbirine karıştırabilir veya okuma hızları yavaş olabilir. Disgrafi ise yazma becerilerinde yaşanan güçlüktür; bu durum, el yazısının okunaksız olması, harf ve kelimeler arası boşlukların doğru ayarlanamaması veya imla hatalarının sık yapılması gibi belirtilerle kendini gösterir. Her iki güçlük de, çocuğun akademik performansını ve okuldan aldığı keyfi olumsuz etkiler. Ankara'da, özel öğrenme güçlükleri alanında uzman psikologlarımız, çocukların öğrenme süreçlerini desteklemek ve okuma-yazma becerilerini geliştirmek için bireyselleştirilmiş terapi programları sunmaktadır.
Motivasyon eksikliği, çocuk ve ergenlerin ders çalışmaya, ödev yapmaya veya yeni şeyler öğrenmeye karşı ilgi duymaması, isteksiz olması durumudur. Bu durum, öğrenme güçlüğünün bir sonucu olabileceği gibi, çocuğun kendine olan inancının düşük olmasından, yüksek aile beklentilerinden veya dersleri sıkıcı bulmasından da kaynaklanabilir. Motivasyonu düşük çocuklar, sık sık erteleme davranışı sergileyebilir ve "yapamam" düşüncesine kapılabilir. Motivasyon, öğrenmenin en temel yakıtıdır ve bu yakıt olmadığında çocuğun potansiyeli ortaya çıkamaz. Ankara'da, çocuk ve ergen terapisi alanında uzmanlarımız, motivasyon eksikliğinin altında yatan duygusal ve bilişsel nedenleri belirleyerek, çocukların içsel motivasyonlarını yeniden kazanmalarına ve öğrenmeye karşı daha olumlu bir tutum geliştirmelerine yardımcı olmaktadır.
Ankara'da Çocuk & Ergen Psikoterapisi alanında çalışan en iyi psikologlar ile terapi sürecine başlamak için hemen bize ulaşın.
Telif Hakkı © 2025 ankarapsikoloji.net - Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz.